10 Kasım
Bir milletin kalbinde ve zihninde ölümsüzleşen bir liderin ardından tam 86 yıl geçti. 10 Kasım sabahı saat 9’u 5 geçe yine hayat duracak, yurdun dört bir yanında siren sesleri yankılanacak. Gözler dolacak, içler buruk bir özlemle yanacak. Her yıl olduğu gibi, O’nu anmanın gururu ve kaybetmenin derin hüznü iç içe geçecek.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir ulusun bağımsızlık mücadelesinin önderi değil, aynı zamanda çağdaş Türkiye’nin temellerini atan, ilerici bir vizyonun temsilcisiydi. O’nun kararlılığı, ileri görüşlülüğü ve ülkesine olan sarsılmaz sevgisi, bugün dahi yolumuzu aydınlatan bir meşale gibi parlamaya devam ediyor.
Bugün, O’nun eşsiz mirasını hatırlarken sadece bir yas günü değil, aynı zamanda bir şükran günü olarak görüyoruz. Atatürk’ün bizlere bıraktığı bağımsızlık, özgürlük ve çağdaşlık değerlerini korumak ve geleceğe taşımak en büyük sorumluluğumuz.
Her 10 Kasım’da olduğu gibi, başımız dik ama kalbimiz hüzünlü. O’nun izinden yürümek, ilkelerine sahip çıkmak ve gösterdiği aydınlık yolda ilerlemek, en büyük vazifemizdir.
Minnetle, özlemle ve saygıyla…